Prof. Dr. Yakup ÖZKAN
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, TOKAT
Günümüzde, meyve yetiştiriciliğinin yapıldığı ülkelerde büyük bir değişim gerçekleşmektedir. Dünyada elde edilen yeni çeşitlerle, modern sistemde bahçeler kurulduğunda, meyveciliğin önümüzdeki yıllarda da karlı bir yatırım kolu olacağı düşünülmektedir. Bodur ağaçlarla üretimin en önemli özelliği, erken yıllarda verime yatmasıyla, yatırıma harcanan meblağın kısa sürede geri dönmesidir. Harcamaların daha çabuk gelir olarak geriye dönmesi işletme ve üretici açısından en cazip durumdur. Geleneksel yetiştiricilikte, elma ve kiraz ağaçlarında ekonomik verim yaşı 7. ve 8. yılı bulurken bodur anaçlar üzerine aşılı ağaçlarda 3. ve 4. yıllarda ekonomik verime ulaşılabilmektedir. Ülkemizin birçok yerinde yetişme imkanı bulabilen elma ve kirazın modern anlamda bodur meyve bahçelerine geçişi yakın gelecekte kaçınılmazdır.
Bodur meyve bahçelerinin ilk tesis masrafı, klasik meyve bahçelerinin tesis masrafından fazladır. Fakat, yoğun meyve bahçelerinden elde edilen brüt gelir, erken yıllarda üretim, yüksek fiyat avantajı ve birikecek olan faiz masraflarındaki azalmadan dolayı, ilk tesis maliyetindeki artışı, büyük oranda geçebilecektir.
Dünyada üretimi en fazla yapılan meyve türlerinden biri elmadır. Yine dünyada bodur meyve bahçelerinin yaklaşık % 90’ında elma yetiştirilmektedir. Türkiye’de yıllık ortalama 2.500.000 ton elma üretimi vardır. Bu üretimin ancak, 50.000 tonu gibi sembolik bir miktarını ihraç edebilmekteyiz. İhraç edilen bu miktarın tamamına yakını da bodur meyve bahçelerinden sağlanmaktadır (Şekil 1).
Meyveciliği ileri olan ülkelerde, ıslahçılar tarafından elde edilen yeni çeşitlerle üretim daha bilinçli hale gelmiştir. Ancak ülkemizde elma yetiştiriciliğinin yapıldığı bazı bölgelerde ABD’nin ve Avrupa’nın üretimini tamamen bıraktığı Golden D. ve Starking D. gibi pazar değeri düşük çeşitlerle üretim hala devam etmektedir. Halbuki, pazar değeri yüksek Fuji, Gala, Braeburn, Red Chief ve Jonagored gibi yeni elma çeşitleriyle, modern destek ve terbiye sistemleri kullanılarak, mevcut klasik bahçelerin yerine yeni bodur elma bahçeleri kurulmalıdır. Aksi takdirde, dışarıdan kaliteli elma çeşitlerinin meyve ithalatı engellenemeyecek ve yakın gelecekte geleneksel elma üretimimiz çıkmaza girecektir.
Bodur meyve bahçesi sistemleri, Avrupa’da 30 yıldan daha fazla zamandır ticari olarak başarıyla yapılmaktadır. Sık dikim uygulanmış bahçeler, düşük sıklıktaki klasik meyve bahçelerinin yerini almıştır. Daha da açık bir ifadeyle lider dallı küçük ağaçlar, çok liderli büyük ağaçların yerine geçmiştir. Ülkemizde çoğunluğu elma olmak üzere bodur meyveciliğin en yaygın olduğu alanlar Niğde, Isparta, Karaman, Konya, Bursa illeri ve çevresidir. Bu yörelerdeki bodur meyve yetiştiriciliği özel sektör girişimleri sayesinde diğer bölgelerden ileri düzeydedir. Halbuki başta elma olmak üzere armut, kiraz, erik ve şeftali gibi meyve türlerinde bodur meyveciliğe geçiş birçok yönden avantajlıdır. Bu avantajları elma örneğiyle, verim ve kaliteyi dikkate alarak aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.
Bodur elma bahçelerinde;
- Dekara verim iyi bakım şartlarında 3-10 ton arasında değişir. Elde edilen meyvelerin en az % 90’ı, özel terbiye sistemleri sayesinde 1. sınıf meyvedir.
- Renk ve şeker birikimi gibi meyve kalite özellikleri en üst düzeyde olup homojen seviyededir.
- Yeni çeşitler daha kısa sürede verime kazandırılacağı için üreticiye cazip gelir.
- Bodur anaçlara aşılı fidanlar küçük ağaçlar oluşturduğu için hasat ve ilaçlama işlemleri daha kolay ve maliyet düşüktür.
- Ürünün pazarlanmasında sıkıntı olmayacağı gibi genelde piyasanın tercih ettiği kaliteli çeşitler olduğu için yüksek fiyattan gider.
- Ayrıca yeni çeşitlerin muhafazaya dayanımının fazla olduğu ve kalite kayıplarının az olduğu gerçeği de unutulmamalıdır.
Geleneksel yetiştiricilikte;
- Dekara verim iyi bakım şartlarında bile 4 tonu geçemez. Normal şartlarda 1.5-2 tondur.
- Elde edilen meyvelerin en fazla % 30’u 1. sınıftır.
- Mevcut sistemdeki büyük taçlı, kuvvetli ağaçların, taç alanının tamamında meyve oluşamaz. Taç alanının büyük kısmı iç tarafta gölgede kalır. Bilinmelidir ki meyve oluşumu için en önemli husus ışıktır. Eski sistemdeki ağaçların güneşten (ışıktan) faydalanma oranı oldukça düşüktür. Oluşan meyvelerde, ışıktan homojen faydalanamadığı için renk ve şeker birikimi yeterli düzeyde olmaz. Kalite kayıplarından dolayı piyasada tercih edilmez ve düşük fiyattan gider. Dolayısıyla ihraç imkanı da olamaz.
- Eski çeşitlerin uzun süre muhafazaya dayanımı, birkaç çeşit dışında yeterli değildir.
Bodur meyve yetiştiriciliğinde sulama, gübreleme, terbiye ve budama gibi kültürel işlemlerin teknik ve düzgün yürümesi şarttır. Bugün bodur meyveciliğin yapıldığı ülkelerde damla ve mini yağmurlama dışında bir sulama metodu kullanılmaz. Son yıllarda bizde de yeni kurulan bahçelerde bu metotlara geçilmiştir. Ancak bodur ağaçlar gereğinden fazla sulandığında aşırı sürgün verme eğilimindedir. Fazla ve güçlü sürgün oluşumu ağaçlarda meyveye yatmayı geciktirir. Vegetatif gelişme lehine ağaçların dengesi bozulur.
Dengenin sağlanması için üretici bilinçsizce budama işlemine sarıldığında sürgün gelişimi daha fazla artacaktır. Dengenin sağlanması için üretici bilinçsizce budama işlemine sarıldığında sürgün gelişimi daha fazla artacaktır.
Sonuçta ağacı dengede tutmak zorlaşacaktır. İdeal olan yeteri kadar su ve besin ihtiyacıyla istenilen sayıda ve kalitede sürgün gelişimine izin vermektir. İyi bir bahçeci bodur ağacın dilinden anlayabilir. Fazla sayıda sürgün gelişimi görüldüğünde yeni sürgünler henüz filiz halindeyken elle koparılabilir.
Bodur ağaçlarda en fazla terbiye üzerinde durulmalıdır. Budama işlemi en son çaredir. Gerektiğinde vegetatif gelişmeyi kısmak için yaz budaması yapılmalıdır. Bodur ağaçlarda vegetatif gücü kontrol etmenin en güzel yolu ana gövdeye büyümeyi yavaşlatıcı terbiye sistemlerinin uygulanmasıdır.
M 9 ve M 26 gibi bodur anaçlar üzerine aşılı elma çeşitleriyle kurulacak bir bahçede ağaçlar için destek sistemi şarttır. Bodur meyve bahçelerinde ağaçlara hangi terbiye sisteminin uygulanacağı açıkça belli olmalıdır. Bugün bodur elma yetiştiriciliğinde Hollanda’da slender spindle, Fransa’da vertical axis ve solen, Amerika’da Hytec sistemleri yaygındır. M.9 anacı üzerine aşılı bir fuji bahçesinden destek ve terbiye sistemi uygulanmaksızın istenilen verim nasıl alınabilir? Böyle bir bahçeden 4. ve 5. yaşlarında dekara alınacak 600-700 kg verim, gerçekten verim midir? Elde edilen meyvelerin kalite düzeyi yeterli midir? Bu sorulara olumlu cevap vermek gerçekten zordur. 4-5 yaşlarındaki destek sistemli ideal bir bodur elma bahçesinin ortalama verimi en az 3 tondur. Üstelik elde ettiğimiz 3 ton meyvenin tamamına yakını meyve kalitesi yönünden homojendir.
Klasik yetiştiricilikteki 10×10 m aralıkla dikilmiş 7-8 m boyunda ve eninde ağaçları olan bir elma bahçesinde bakım ve hasat işlemleri bodur ağaçlara göre çok daha zor ve pahalıdır. Halbuki 2.5-3.0 m boyundaki ağaçlardan elmaları toplamak hem çok kolay hem de zevklidir. Açıkçası bodur ağaçlardan meyvelerin toplanması her yaştan insanın yapabileceği bir iştir.
Büyük ağaçların ilaçlanmasında daha çok ilaç harcandığı gibi, ağaçların taç içerisinde her tarafına homojen olarak ilaç işleyemez. Küçük ağaçların ise hemen hemen tamamı ideal anlamda ilaçlanır. Ayrıca ağaca çıkmak gerekmediğinden ağaç üzerinde yapacağımız budama vb. uygulamalar bodur ağaçlarda daha kolay olur ve daha az iş gücü gerektirir. Büyük ağaçların budanması daha zordur ve masrafı da fazla olur.
M 27, Bud 9, M.9, M 9 EMLA, Mark ve M.26 gibi bodur anaçlara aşılı elma ağaçları, gövde veya lider dal desteği olmadan ağır meyve yükünü taşıyamazlar. Eğer bodur ağaçlardan ilk yıllarda üretim bekleniyorsa, destek sistemi, bir tercih değil, zorunluluktur
Eğer budama ve terbiye seçimleri akıllıca yapılmışsa, dengenin sağlanmasında genellikle başarılı olunur. Vegetatif gelişimi azaltmada kullanılabilecek yöntemler, seyreltme budamaları ve dalların yayvanlaştırılmasıdır. Yenileme kesimleri de bırakılan gövdede nispeten zayıf ve yatay gelişim sağlarlar. Sürgün gelişimini teşvik etmek için kullanılacak yöntem ise tepe budamaları ve dalları doğal pozisyonlarında (daha çok dikey) bırakmaktır. Kısaltma kesimleri, şiddetine bağlı olarak, genellikle sürgün gelişimi ve dalcık (spur) gelişimi arasındaki dengeyi sağlayacaktır.
Küçük ağaçlar için gerekli olan ustalık, karmaşık değildir fakat güçtür. Büyük ağaçlarda terbiye (ana dallara şekil verilmesi) daha az önemliyken, budama daha çok etkilidir ve daha çok zaman ve enerji alır. Küçük ağaçların terbiyesi daha kritiktir ve budama işleminden çok daha fazla zaman alabilir.
Yüksek meyve kalitesi tüm üreticilerin, özellikle de sofralık meyve üreticilerinin isteğidir. Meyve veren dalcıkların ve yakınındaki yaprakların, çok iri meyve geliştirmek ve meyve renklenmesini artırmak için, yeterli güneş ışığı almaları gerekir. Kuvvetli ya da orta kuvvetli anaçlara aşılı büyük ağaçlarda, tacın büyük bir kısmı gölgelenir ve yüksek meyve kalitesi için ihtiyaç duyulan güneş ışığından daha az faydalanılır. Halbuki bodur anaçlar üzerindeki ağaçlarda tacın çok büyük bir oranı yeterli güneş ışığı alır.
Üreticilerimizin bodur meyveye bakışı, geleneksel meyve yetiştiriciliğindeki alışkanlıklarıyla hemen hemen aynıdır. Daha fazla ağaç sıklığı, destek yapıları ve geleneksel meyve bahçelerine göre çok daha önemli olan ağaç terbiyesi gibi unsurları içeren bodur meyvecilik konusu aynen sanayi devrimi gibi ülkemizde tarım devrimi gerektiren konuları içerir. Türkiye’de son 10-15 yıldır bodur fidanlarla meyve bahçeleri oluşturulmuştur. Ancak, Avrupa ve Amerika’da elde edilen verim seviyesine henüz ulaşılamamıştır. Üreticilerimiz, ya ekonomik nedenlerden ya da teknik bilgi eksikliğinden dolayı istenilen verimi elde edememektedirler.
Çözüm, mevcut alışkanlıklarımızı değiştirmekte yatıyor. Bodur ağaçların fizyolojik yapılarından dolayı sulama, gübreleme, budama ve terbiye teknikleri üzerinde daha titiz davranılmalıdır. İyi bir bahçeci, iyi bir gözlemci olmalıdır. Ağaçların su ve besin istekleri ile ilgili kitaplarda ve makalelerde geçen değerler iyi analiz edilmelidir. Bodur ağaçlarla ilgili tüm bilgilere vakıf olalım. Ancak değişik kaynaklardan edindiğimiz ve duyduğunuz tüm bilgileri ağaçlarımızda denemeyelim. Konu uzmanlarından elde ettiğimiz bilgileri toplu halde değerlendirmeye tabi tutarak aklımıza yatan uygulamaları ağaçlarımıza deneyelim.
Yetiştirici yeniliklere açık olup, yukarıdaki hususlara dikkat ettiğinde bahçesinin en iyi uzmanı, birkaç yıl içerisinde, hiç kuşkusuz kendisi olacaktır.
Üreticilerimize bol kazanç temennisiyle…